tracy-chapman-fast-car

Tracy Chapman Fast Car Türkçe çeviri ve sözleri

30 Mart 1964 Tracy Chapman’ın doğum günü olduğundan hem meşhur şarkısı fast car ‘ı (1988 yapımı) dinletmek hem de şarkının anlamını yazma kararı aldık. Tabi önce Grammy En İyi Kadın Pop Vokal Performansı Ödülü alan fast car şarkısı, video ve müzik, altında tercümesi…

 

İngilizce ve Türkçe Fast Car:

You’ve got a fast car – senin süratli bir araban var
I wanna a ticket to any  – bir bilet istiyorum neresi olursa olsun
Maybe we can make a deal – belki bir anlaşma yapabiliriz
Maybe together we can get some – belki birlikte bir yerlere gidebiliriz
Any place is better – Başka bir yer daha iyi olabilir 
Starting from zero got nothing to lose  – sıfırdan başlamak kaybedecek bir şey yok demektir
Maybe well make something – belki biz bir şeyler yapabiliriz
Me myself I’ve got nothing to prove  – kendimi ispatlayacak hiç bir şeyim yok.

You’ve got a fast car – senin hızlı bir araban var
I’ve got a plan to get us out of here – bizi buradan çıkaracak bir planım var
Been working at the convenience store – bize uygun olan bir mağazada çalışırız
Managed to save just a little bit of money – sadece biraz para biriktirmeye çalışırız
wont have to drive too far, – ve çok uzağa gitmemize gerek kalmayacak
Just cross the border in to the city  – yalnızca sınırı geçeceğiz ve kente varacağız
You and I can both get jobs – ikimiz de bi iş sahibi olacağız
And finally see what it means to be living.  – ve sonunda yaşamanın ne demek olduğunu göreceğiz

You see my old mans got a problem – görüyorsun ki babamın sorunları var
He live with the bottle, that’s the way it is – o şişeyle yaşar, onun hayatı (yolu) budur
He says his body’s too old for working – vücudunun çalışmak için çok yaşlı olduğunu söyler
I say his body’s too young to look his – ben onun bedeninin göründüğünden daha genç olduğunu söylüyorum.
My mama went off left him – annem gitti, onu (babamı) terk etti
She wanted more from life than he could give – o (annem) yaşamın ona verebildiğinden daha fazlasını isterdi
I said somebodies got to take care of him – ben bazılarının ona iyi bakabileceğini söyledim
So I quit school that’s what I did. – bu yüzden okulu bıraktım ve işte bunları yaptım

You’ve got a fast car  – senin hızlı bir araban var
But is it fast enough so we can fly away? – fakat bu uzaklara uçabileceğimiz kadar hızlı bir araba mı?
We gotta make a decision – biz bir karar verdik
We leave tonight or live die this way – bu gece (buradan) ayrılacağız veya bu yolda yaşayıp öleceğiz
So remember when we were driving, driving in your car – öyleyse arabanı nasıl sürdüğümüzü hatırla
Speed so fast I felt I was drunk – çok hızlıydık, kendimi sarhoş gibi hissediyordum
City lights lay out before us – kentin ışıkları bizden önce ışıldıyordu
And your arm felt nice wrapped round my shoulder – ve senin kolların omuzlarımı iyice sardı.
And I,E,I had the feeling that I belonged – ve ait olduğum yerde gibi hissediyordum
And I,E,I had a feeling I could be someone, be someone, be someone – ve hissettim ki başkası olabilirdim, başkası olabilirdim, başkası olabilirdim

You’ve got a a fast car – senin süratli bir araban var
And we go cruising entertain ourselves, –  ve sen normal bir biçimde sürerken kendimizi eğlendiriyorduk
You still ain’t got a job  – senin hala bir işin yok
Now I work in the market as a checkout girl – şimdi bi markette kasiyer kız olarak çalışıyorum
I know things will get better – biliyorum bir şeyler daha iyi olacak
You’ll find work I’ll get promoted – sen bir iş bulacaksın ve ben işimde yükseleceğim
Well move out of the shelter – ve bu barınaktan (barakadan) gideceğiz (kurtulacağız)
Buy a bigger house live in the suburbs  – daha büyük bir ev alacağız ve varoşlarda yaşayacağız
So remember when we were driving, – öyleyse arabayı beraber sürdüğümüzü hatırla,
driving in your car – senin arabanı nasıl sürdüğümüzü

Speed so fast I felt I was drunk – çok süratliydi kendimi sarhoş gibi hissediyordum
City lights lay out before us – şehrin ışıkları bizden önce parlıyordu
And your arm felt nice wrapped round my shoulder – ve senin kolların omuzlarımı iyi sardı.
And I,E,I had the feeling that I belonged – ve kendimi ait olduğum yerde gibi hissediyordum.
And I,E,I had a feeling I could be someone, be someone, be someone – ve başkaları gibi olabileceğimi hissediyordum, başkaları gibi olabileceğimi

You’ve got a fast car – senin hızlı bir araban var
And I’ve got a job that pays all our bills – ve benim bütün faturalarımızı ödeyebileceğim bir işim var
You stay out drinking late at the bar – sen geç saatlere kadar barda içiyorsun
See more of your friends than you do of your kids – oysa arkadaşlarını gör, onların çocuklarıyla
I’d always hoped for better – daima daha iyi olabileceğini ummuştum
Thought maybe together you and me would find it – düşündüklerim, belki birlikte sen ve ben bulurduk
I got no plans I ain’t going no – hiçbir planım yok ve hiç bir yere gitmiyorum
So take your fast car keep on driving – bu yüzden hızlı arabanı al ve sürmeye devam et

So remember when we were driving, driving in your car  – öyleyse nasıl sürdüğümüzü hatırla, senin arabanı sürdüğümüzü
Speed so fast I felt I was drunk – çok hızlıydı kendimi sarhoş gibi hissediyordum
City lights lay out before us – şehrin ışıkları bizden önce ışıldıyordu
And your arm felt nice wrapped round my shoulder – ve senin kolların omuzlarımı iyice sarmıştı
And I,E,I had the feeling that I belonged – ve ait olduğum yerde olduğumu düşündüm
And I,E,I had a feeling I could be someone, be someone, be someone – ve başkaları gibi olabileceğimi hissediyordum, başkaları gibi olabileceğimi

You’ve got a fast car – senin hızlı araban var
Is it fast enough so you can fly away? – uzaklara uçabileceğin kadar hızlı mı?
You gotta make a decision – karar verdin
Leave tonight or live die this way – bu gece ayrıl veya bu yolda yaşa ve öl.

Tracy Chapman – Fast Car (Türkçe Altyazılı)

Benzer yazılar

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.