Hamile Annenin Stresi , Bebeğe Zarar verir mi ?

Hamilelik döneminde değişen hormonlarla birlikte biz anne adayı kadınların dünyası büyük bir kaosa dönüşür. Bu  dönemde yaşanan stres biz kadınları normal zamanlardakinden çok daha fazla etkileyebilir. Bugün, Sihirli kadın sitesi olarak  hamilelik döneminde yaşamnan stresin hangi sorunlara neden olabileceğini, stresle nasıl başa çıkabileceğinizi ve stresin hangi durumlarda zararlı olmadığını öğrenmenize yardımcı olmak için sizimle araştırmalarımızı paylaşmak istiyoruz…

Hamilelikte Stresin Olumsuz Sonuçları Nelerdir

hamilelikte-stresin-bebek-uzerinde-etkileri-nelerdir

Günümüzün yaşam şartları altında stresin artık  hayatımızın normal bir parçası olduğunu biliyoruz ve hamilelik döneminin de istisna olmadığını inkar edemeyiz. Bilim adamları hamilelik sırasında stres yaşayan annelerin bebeklerin  IQ’sunu ve gelişimini etkileyebileceğini ve ilerleyen zamanlarda yaşamda başka problemlere de sebep olabileceğini belirtiyorlar.  Peki  Stres Dünyaya gelmeye hazırlanan bebeğimizi  nasıl etkiliyor?

 

1. Stres, erken doğum, bebeğin düşük kiloda doğmasına neden olabilir, düşük riskini arttırır

Gelecekteki bebeğin refahı her anne adayına eşlik eden en büyük endişe kaynağıdır ve bu endişeler gerçek strese dönüşebilir. Paradoksal olarak, sağlıklı bir bebek sahibi olmak için yapmanız gereken ilk şey sakinleşmektir. Evanston Hastanesi’ndeki bir kadın doğum uzmanı olan jinekolog DR.Ann Borders, stresli durumlarla baş edememenin erken doğum ve düşük doğum ağırlığına katkıda bulunduğunu söylüyor.

Stres, kortikotropin salgılayan hormonun (CRH) üretimini arttırımaktadır . Anne adaylarında, CRH hamilelik süresini ve cenin olgunlaşmasını etkiler. CRH seviyesi ne kadar yüksek olursa doğum zamanını o kadar erkene gelir.

Şaşırtıcı olan şey, ilk üç aylık dönemin hamileliğin geri kalanından çok daha önemli olduğu. Erken doğumu önlemek için, bebek bekleyen annelerin son üç aylık dönemde çoğunlukla kaçınmaları gerektiğini zannediyorduk. Fakat yapılan araştırmalar bu düşüncenin aksine , hamileliğin ilk haftalarında yaşanan stresin neden olduğu olumsuzlukların erken doğum oranın çok daha yüksek olduğunu göstermiştir…

 

2. Bebeğin beyin gelişimini ve IQ’sunu olumsuz  etkileyebilir.

Bilim adamları yapılan araştırmalar sonucu, strese bağlı olarak yükselen kortizol seviyelerinin bir çocuğun IQ’sunu düşürebileceğini belirtiyorlar. Normal olarak, plasenta kortizol’ü parçalayan enzimler üretir, ancak stres çok yoğun yaşanır veya çok uzun sürerse,  plasenta bu enzimler yeterli oranda üretilemeyebilir.

Ayrıca gebelik döneminde  yaşanan stresin bebeğin beyninin gelişimini olumsuz şekilde  etkileyebileceği de yapılan testler sonucunda belirlenmiştir. Özellikle, bir Wayne State Üniversitesi ekibi tarafından yapılan bir araştırma, hamile olan anne’nin yaşadığı stresin beyin bağlantısını ve sinir işlevsel sistemlerinin  organizasyonunu etkileyerek verimliliğinin azaldığını tespit ettiler

Aynı zamanda Bu araştırmalar sırasında , araştırmacılar beynimizin en basitinden en karmaşık sistemlere kadar gelişmediğini anlamalarını sağlamıştır. Stres-tepki merkezi olan beyincik, fetus’un bir annenin stresine en başından itibaren duyarlı hale gelmesi için etkileşimde bulunduğu ilk noktalardan biri olduğu ortaya çıktı…

 

3. Uyku sorunlarına sebep olabilir.

Şaşırtıcı bir şekilde, annenin ruh hali sadece cenin gelişimini değil aynı zamanda doğumdan sonra bebeğin uyku düzenini de  etkiliyor. 2007 yılında yapılan bir çalışma, bekleyen annenin stresinin doğumdan sonra bebeğin uyku düzenini de etkilediğini keşfetti.

Bilim adamları, 6, 18 ve 30 aylık yaştaki bebekleri muayene ettiler, uyku zamanlarını ve geceleri ne sıklıkla uyandıklarını incelediler.

Anneleri hamilelik döneminde şiddetli veya uzun süren stres yaşayan çocukların 18 ve 30 aylarda uyku sorunları olduğu ortaya çıktı. Bu durumun , plasentadan geçen ve bebeğin sirkadiyen ritminden sorumlu olan  beyin alanını olumsuz şekilde etkileyen kortizol nedeniyle gerçekleştiği keşfedildi…

 

4. Hamilelik döneminde annenin stresi bebeğin bedensel ve ruhsal sağlığı ile ilgili sorunlara neden olabilir.

2011 yılında yapılan bir araştırma, anne stresinin çocuğun sağlığını etkilediğini belirlendi. Sonuçlar anne karnında stres yaşayan çocuklarda erken enfeksiyon ve zihinsel bozukluk riskinin stres yaşamayan annelerin çocuklarına nazaran daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bu durum Göz, kulak, sindirim, solunum, cilt, kas-iskelet sistemi, dolaşım ve genito-üriner hastalıklar gibi başka sorunlara da yol açabilmektedir. Ayrıca stresli hamilelikler çocuğun alerji , bronşit ve astım sorunu yaşamasına neden olabilmektedir…

Anne Stresinin,  çocukta  dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu arasında da bağlantı olduu da bulundu.

Bu araştırmalar sonucunda, hamilelerde stresin’in olumsuz  etkilerinin, sigara içen bir hamile anneninkinden daha fazla olduğu ortaya belirlenmiş oldu…

 

5. Çocuğun korku ve endişe düzeyini yükseltir.

Denver Üniversitesi’nden Dr. Elysia Davis, hamile bir kadında yükselen  kortizol seviyesinin, çocuğu gelecekte stres hissetmeye daha yatkın hale getirdiğini belirtiyor. Bu durum, yenidoğan bir bebeğin kanı hastane tarafından alındığında hemen tespit edilebiliyor  Stresli annelerin bebekleri daha yoğun bir stres tepkisi göstermektedir.

İlerleyen dönemlerde bu çocuklar , bir odaya giren bir yabancıyı gördüğünde veya kendilerine gelen  bir top gibi basit zorluklara maruz kaldıklarında diğer çocuklara göre daha fazla korku duygusu hissederler. Normal olarak, bir çocuk oyuna sevinçle katılır, ancak bu çocuklar tekrar güvende hissetmemek için oyundan vazgeçer veya annelerine koşuyorlar.

Yapılan bu araştırmalara katılan anneler bu çocukların okul öncesi ve okul çağında daha yoğun bir endişe duyduklarını ve okula gitmekten daha çok korktuklarını belirtmişlerdir…

 

Her stres yaşanan an bebeği olumsuz etkilemiyor 

Tüm bu bilgileri okuduktan sonra, en ufak stresli durumdan bile kaçınmak, dünyadan saklanmak ve gece gündüz meditasyon yapmak isteyebilirsiniz, ama bunu yapmayın

Uzun vadeli stres ise, amniyotik sıvıdaki CRH seviyelerinde bir artışa yol açarak yukarıda belirttiğimiz sonuçların riskini arttırmaktadır fakat araştırmalar, yaşanan kısa süreli stres halinin bebeğe zarar vermediğini göstermektedir. Araştırmacılar Bunu tespit edebilmek için  için, doğumu bekleyen annelerin tükürüğündeki kortizol seviyelerini ve bir süre sonra amniyon sıvısını ölçtüler.

Bu araştırmalar, kısa süreli stresin bebeğe zarar vermediğini göstermektedir. Bunu bilmek için, stresli bir olaydan sonra bekleyen annelerin tükürüğündeki ve amniyon sıvısındaki kortizol seviyelerini ölçtüler ve kısa süreli stresin anne karnında ki bebeği etkilemediği tespit edildi.

 

Hamilelik sırasında Stresle nasıl başa çıkılır:

hamilelikte-stresin-bebek-uzerinde-etkileri-2-ne-yapmali

Öncelikle eyvah stresim bebeğe zarar veriyor diye daha fazla stres oranınızı arttırmayın. stres başa çıkamayacağınız bir şey değil ve stresten uzak durmanın daima bir yolu vardır. İşte yapabilecekleriniz:

  • Beslenmek çok önemli .Ne yediğinize ve ne zaman yediğinize dikkat edin. Hiç bir öğününüzün zamanını aksatmayın.Özellikle Kahvaltınızı kaçırmayın ve iyi yapın. Daha fazla meyve ve sebze, balık ve kepekli tahıllar yemeye gayret edin. Hiç bir şekilde öğün atlamayın ve bu ihtimale karşı mutlaka hazırlıklı olmak için yanınızda yiyecek bir şeyler bulundurun.
  • Egzersiz Yapın .  Hamilelik demek , sürekli oturmanız  gerektiği anlamına gelmez. Düzenli olarak yürüyüşe çıkın, eğer imkanınız varsa bir yüzme havuzuna gidin ya da sizi çok fazla yıpratmayacak şekilde plates gibi egzersizler yapın. Egzersiz yapmak, mutluluk hormonunun seviyesini yükseltir ve stresi atmanızı sağladığı gibi ,stres olma ihtimalini  de azaltmaktadır.
  • Meditasyon Yapın. Bu müthiş uygulamanın kaygıyı azalttığı bilinmektedir, öyleyse neden denemiyorsunuz?
    Sizi mutlu eden insanlarla  görüşün. Sizi psikolojik olarak olumsuz şekilde etkileyen olumsuz duygular hissettiren insanlardan uzak durun. Size iyi hissettiren Aile bireylerinizle sohbet etmek veya sizi mutlu eden arkadaşlarınızla görüşmeniz kesinlikle gününüzü daha iyi ve stres ihtimalinden uzak  hale getirecektir.
  • Sizi rahatsız eden şeyleri mutlaka  yazın. Bu basit psikolojik yöntemin  ,  yaşadığınız olumsuz duyguların yoğunluğunu azalttığı bilimsel olarak ispat edilmiştir.
  • İnsanlardan Yardım talep edin. Bazen size stres yaratan davranışlarda bulunan fakat uzak duramayacağınız eşiniz veya ailenizin uzaklaşamıyacağınız bir ferdi olabilir. Size stres yaratan konuyu sakin ve anlayış bekleyen br dille lendisine belirterek bu konuda anlayış ve yardımını isteyin.
  • Hobiniz olsun. Eğer varsa yaptığınız hobinize devam edin ya da sizi artık mutlu etmiyorsa , sizi mutlu eden yeni bir hobi bulun. Bu, hem bedeninizi hem de  zihninizi meşgul ederek stresli bir şeyleri düşünmenize engel olacaktır.
  • Uyku çok önemli . Gece uykusu çok önemlidir. Yeteri kadar hatta biraz daha fazla uyuyun. Bu, tüm strese yol açan problemlerinizi çözmez, fakat vücudunuzu, sizi ve bebeğinizi sağlıklı tutmak için ihtiyaç duyduğu dinlenmeyi sağlayacaktır.
  • Bir uzmanla konuşun. Kendi başınıza baş edemiyorsanız, profesyonel yardım alın. Ruh hali değişimleriniz bir depresyon belirtisi olabilir veya yaşadığınız stres yalnız başına idare edemeyeceğiniz kadar yoğun olabilir. İhtiyacın olursa yardım istemekten korkma.

 

Stresin Bebek üzerinde ki olumsuz etkileri  tersine çevrilebilir.

Yazımızı okuduktan sonra bugüne kadar fazla stres yaşayan anneler  varsa çok geç olduğunu düşünmeyin. Hamilelik döneminde yaşanan stresin fetüs veya doğan bebekler üzerindeki olumsuz etkileri büyük bir oranda geriye çevirilebiliyor. Bunun için ihtiyaç olan şey SEVGİ.

  • Bebeğinizle doğmadan önce de konuşun, ona güzel şeyler şarkılar  söyleyin,-vücudunuzun sevginizin ve bakımınızın sağlıklı fetüs gelişimine  yardım edin.
  • Davranışları ve tepkileri insana benzeyen diğer canlılar üzerinde yapılan araştırmalar, doğumdan sonra bebeğin destekleyici bir ortamı varsa yaşanmış olan doğum süreci stresinin  faydalı olabileceğini göstermiştir. Kortizol, rahimdeki fetüs deneyimlerinin artması gelişimsel esneklikleri artırabilir. Doğumdan sonra kaliteli bakım görmüş olan kişiler kaygı belirtileri göstermemektedir.
  • Başka bir çalışmada , anne ile çocuğu arasında yaratılan sağlıklı sevgi ve güçlü bağın, bebeklerin bilişsel gelişimi açısından , rahimde yaşanan stresin etkisini tersine çevirebildiğini göstermiştir.

Mümkün olduğunca az endişe edin, rahat olun Unutmayın ki sevginiz ve desteğiniz, bebeğinizin ihtiyacı olan en önemli şeydir.

Diğer Anne , Bebek ve Çocuk Gelişimi ile ilgili yazılarımızı okumak için hemen ZİYARET EDİN

Sağlıklı bir doğum yaparak mutlu bir annelik yaşamanız dileğiyle, Sevgiyle kalın .

 

Benzer yazılar

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.