Büyükada, Prens Adaları olarak da bilinen İstanbul adalarının en büyüğüdür. Eski Yunanca adı Prinkipos’dur ve Yunanca’da prens anlamına gelmektedir.

Bizans zamanında sürgün ve manastır bölgesi olarak kullanılmış olan Büyük Ada, İmparatorların otoritelerini sarsacaklarından endişe ettikleri yakın akrabalarını, devlet adamlarını, muhalifleri hapsettirdikleri ve sürgüne yolladıkları ada olma özelliğine sahiptir. Büyükada 17 Nisan 1453 yılında Kaptan-ı Derya Baltaoğlu Süleyman Bey komutasındaki Osmanlı donanması tarafından fethedilmiş ve fetih diğer İstanbul adalarına nazaran daha uzun sürmüş; bu fetihle birlikte adanın demografik yapısı da değişmiş ve ada zamanla çok kültürlülüğün İstanbul’daki simgelerinden biri olmuştur. Hiç kuşkusuz bu çok kültürlüğün en güzel örneği; cami, kilise ve sinagogların aynı toprak parçası üzerinde barış ve ahenk içinde bir arada olmasıdır.

1930 yılında adadaki Rum Mezarlığı çevresinde bulunan, Büyük İskender’in babası II. Filip’e ait toplam 207 sikkeden meydana gelen Büyükada definesi; İstanbul Arkeoloji Müzesi koleksiyonuna dahil edilmiştir. Bu define Büyükada tarihinin derinliğini gözler önüne sermesi münasebetiyle Büyükada tarihi açısından önemli bir yere sahiptir. Yeşil ve mavinin berrak yüzünün kirlenmediği ve beton yığınlarıyla öldürülmeyen doğasıyla Büyükada; İstanbul portesinin göz alıcı karelerini barındıran adalarımızdan biri olmayı hala sürdürmektedir.

Lev Troçki’nin, Gürcü asıllı Sovyet lideri Stalin tarafından sürgün edildikten sonra 1929 – 1933 yılları arasında yaşadığı Nizam Mahallesi’ndeki ev ve ünlü yazar Resat Nuri Güntekin’in Maden Mahallesi’ndeki evi adayı ziyaret edenlerin ilgisini çekmektedir.

Aya Yorgi manastır ve kilisesinin özel bir yeri vardır: Her yıl 23 Nisan ve 24 Eylül günlerinde sayısız insanın 200 metrelik bu tepeyi tırmanıp kiliseye ulaşınca, inancı doğrultusunda dua ettiği, niyet tuttuğu ya da şifa umuduyla  Ortodoks papazda dua dilediği görülebilir.

Büyükada, vapurdan iner inmez tarihi iskelesi ve büyük çarşı meydanıyla karşılar ziyaretçilerini.  Sol tarafa doğru adanın ünlü balık lokantaları vesağ tarafta ise  Anadolu Kulübü tesislerine uzanan yolda çay bahçeleri ve balıkçı barınağı yer alır. Birahanelerin, midye tavacıların ve cafelerin dizildiği karşınızdaki yol ise çarşıya çarşıya doğru gitmektedir. Adanın tek ulaşım aracı olan faytonlarla belirli bir adrese gidebileceğiniz gibi, büyük ve küçük tur olarak iki farklı güzergahta yapılan gezintilerde bütün adayı turlayabilir ve tüm güzellikleri izleyebilir, fotoğraf çekerek resimleyebilir veya enerjiniz varsa bir bisiklet kiralayarak ta hem aktif hem de keyif dolu bir gezi yapabilirsiniz.

Çam ormanları, kır kahveleri, ünlü balık lokantaları, faytonları, muhteşem güzellikteki  ev ve sokaklarıyla dingin ama canlı, oksijen ve huzur dolu günübirlik bir kaçamak için biçilmiş kaftan Büyükada…

Benzer yazılar

Bir yanıt yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.