Üçüncü Göz Bulundu
Hepimizin çok merak ettiği gönül gözü diğer adı ile 3. göz var mı sorusuna bulunan son cevap “Epifiz” adı verilen beyinde bulunan bir organ….
Bugün 3. göz ile ilgili sizler için derlediğimiz yazımızı paylaşmak istiyoruz….
3. göz
İnsan beyninde, üst beyin bölgesinin hemen altında yer alan, dokusu çam kozalağına neredeyse farksız biçimde benzediğinden dolayı Pineal Gland adı verilen ve Epifiz bezi olarak bilinen bir organ mevcut. Bu organın bilinen görevi Seratonin ve Melatonin salgılarını salgılamak, gece ve gündüze göre vücudu düzenlemek.
Bir çok canlıda bulunan bu organ görme engelli insanların yönlerini bulmasını sağladığı ve göç eden kuşların yönlerini bulması konusunda kullandığı bilinmekte.
Eski zamanlardan günümüze gelen bir çok gösterge kozalak imgesini taşımakta. Kozalağın bu organla olan benzerliği sayesinde bir iddiaya göre insanların bu durumu bilmesini istemeyen bir gurup üst düşünce durumu insanlığa açıklamak istemiyor. Bunun sebebini de, “eğer insanlığın kendi potansiyelini keşfederse güç sahipleri tarafından yönetilemeyecek olması” iddiasıdır.
Bir çok farklı kanıta dayandırıldığı iddia edilen bu düşüncenin kanıtı olarak Hz.İsanın ” Karanlıkta oturan insanın gerçek ışığı göreceği”, bilim adamı Deskartes’in (Rene Descartes’in ) insan ruhunun Epifiz bezinin üstünde yer aldığı sözleri ile desteklemekte.
İddiaya göre epifiz bezini, duygu gözümüz ( 3.göz ) olarak kullanamamızın sebebi, gündelik hayatta sürekli 1 numaralı yaşam ihtiyacı olarak gördüğümüz “SU”. Tüm dünyada içme sularının içerisine Sodyum Florür katılmakta. Florür aynı zamanda bir çok sakinleştirici ilacın içerisine de koyulmakta ve iddia ya göre Sodyum Florür bu organı uyuşturarak bizlerin yüksek potansiyeldeki hislerini kör etmekte.
Meditasyon gibi iç dünyaya ulaşma çalışmalarının bu organı doğru çalıştırması sonucu insanların farklılaştığı iddiası da bu düşüncelerin dayanaklarından biri.
Bir değişiklik olmazsa sesimizi çıkartmayız. Nihayetinde günümüzde zayıflama hapının varlığına beyin hapı diye bir şeyin olduğu gibi her iddiaya kanan insanı ifşa etmenin etik bir davranış olmadığı düşüncesine sahibiz.
Günümüzde teknoloji araçlarının ilerlemesi ile bilimin hızla gelişmesi sonucu bu tip sorulara daha kolay cevap vereceğimiz düşüncesi ağır basmakta.
Bu iddaların gerçek olup olmadığını anlayabilmek için acaba ambalajlı sulardan vazgeçip çeşme sularına ya da yağmur sularını damıtıp ( saf su ) onları içerek üstün insan yeteneklerine tekrar kavuşur muyuz acaba? düşüncesi ekibimizde yaygınlaşmış durumda :). Ekibimizden 2 arkadaşımız bu konuda kararlı görünüyor. bir kaç ay içerisinde kendileri üstün bir varlık olarak karşımıza çıkarsa size haber vereceğimize söz veriyoruz.
Kişisel gelişim ile ilgili diğer yazılarımızı OKUMAK İÇİN …
Üçüncü gözünüz açık olsun…